"...burada, tek korunma yolu, kötülüğün üstünden akıp gitmesini sağlamaktır (...) kötülüğe kayıtsız kaldım; ona içimde yer vermedim" -Oğuz Atay, Tutunamayanlar-
Ne zaman bu kadar kötü oldum?
İyiliğin görselinde yaşadığım güvenin ve vicdan kaybının arkasında güven içinde yaşarken iyi olmaktan vaz geçtiğim zaman oldum. Düşman olmanın, düşmanı bulunmasının "kıymet" sayılacağını düşündüğüm, elde ettiklerimi ikiye katladığım, "bir" ile birden çok daha fazlasını elde edebileceğimi gördüğüm, bazen elinde bulunmayan ile elde etmek istediğimi satın alabildiğimi gördüğüm an ya da sadece ödeme tarihi geçmiş bir fatura için son saniye koşusuna çıktıktan bir iki dakika sonra oldum.
Görselim hala öyle, acılardan, nefretten, tartışmaktan, kırmaktan ve savaştan hoşlanmıyorum gibi. Hoşlanıyor muyum ? Size gülümseyerek "hayır" diyeceğim.
Her dakika alışverişte olmayı, güç dünyasında taraf olmayı, kendi yanımda olanlarla olmayanlara karşı sevgisizlik seansları yapan bu "ben" değilim. Yazmayı bırakıp, uygulayan ben değilim. Ben yazıyorum, "ben", olmadığım şeyin "ben" olmasından korktuğum için korkan ve yazan bir adamım. Kendime kanıtlayacaklarım olmalı, kendimi savunacağım metinler de aynı zamanda.
10 Şubat 2012 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
bence de metinlerin olmalı, eskisi gibi daha sık yazmalısın Tuna..
Yorum Gönder