24 Eylül 2013 Salı

Yerden Yüksek Alınan Nefesler

Her gün farklı bir hayat yaşamanın önemini en bayat romandan da, din kitaplarından da, ders kitaplarından da  duyarsınız. Kesinlikle doğru olan bu önermenin aslında doğru tanımı, dünya kimlerle nefes aldığını öğrenmen için çok büyük ve ömür buna yetmeyecek kadar küçük.

Diyalektik duyargalar sarıyor hemen beynimi, o halde diyor hiçbirisini tanıma, tam bir mutlulukla şunu söylemelisin: "dünyayı sevmek onu tanımak ve bu dünyadan bu şekilde gitmek zorunda değilsin." Bir depresyona yakışacak bu sözleri tüm kalbimle söylesem de, her zorluğun her acının ve her sıkıntının getirisi geçtiğiniz kapılar. O geçtiğiniz kapılar arasında tanıdığınız yeni insanlar, yeni deneyimler.

Her yeni insanda yerden yükselir 3 metre tepeden bakarım kendime, nasıl da kaptırmışım kendimi konuşmaya, hayatımı sunmaya, akıllı akılsız insanların hayatına bir iplikle dahi olsa bağlanmaya. Sonra tepeden, yükselip güldüğüm yerden iner o anın heyecanına katılırım. İş yerimde yaptığım ilk tartışmada yüzlerimiz öfkeden kıpkırmızı olmuş haldeyken, istifa ederken o son imzayı attığım dakikalar, arabamla yaptığım ilk kazam, onun bana başka bir gözle baktığı ilk dakika... Uzun ya da kısa sürse de hep yukarıların 3.metresindeydim. Yeni bir kapı açıldığında, yeni bir insan tanındığında aynı nefesi paylaştığın başkalarını keşfettiğinde, yaşadığım hayattan tat alıyorum. Acı, tatlı, buruk... Ne olursa olsun bir tat.

Her gün yeni bir hayat, yeni bir insan, olgun bir düşünce versin. Modern dönemin belki genlerimize kadar soktuğu iç bakışımızdan çıkıp kendimizden dünyayı görmektense dünyada ki kendimizi görmemiz zaten tüm dünyada yaşaması giderek güçleşen ama ona oranda da uzayan bir ömrü çekilir hale getirecektir.

Bence...