6 Aralık 2009 Pazar

Depremi Bekleyen Makarna

Dışımda benden daha büyük bir dünya ve nispeten daha uzun süre dünya üzerinde var olacağını düşündüğüm kendi evrenim, fizikte biyolojide bana bunun gerekliliğini öğretirken evrenimin sahibi yaramaz bir çocuğun kaderine de düşebilir belki bir çakmak sonrası.

Kalabalıktayım, burası gerçekten kalabalık. Ya benim gibi bir çokları yada birçok ben. Hangisi olduğunu kavrayacak durumda değilim zaten istemsizce umursamıyorum da. Bir afeti bekliyorum ben kullanıma sunulmak için, kaderim ya kurtarış ya kurtuluş olacak. İki yolda benden "beni" istiyor hangi yoldan gideceğime karar vermek ise bana düşmüyor. Bana düşmüyor çünkü kıpırdamıyorum, kıpırdayabilmek için ihtiyacım olan hiçbir gücüme "güvenmiyorum". Kimse beni içine aldıkları bir oyun düşlemiyor, zaten düşlere korku olarak girmekten de hoşlanmıyorum.

Bir hayat için doğdum, bir yoketme oyununda iyi olanı oynar hale geldim. Bir itfaiyeciden korkar mısınız ? Korkmazsınız ama onu evinizin önünde görevini yaparken görmekte istemezsiniz. Oysa bu yolu seçmemek ne kadar olası ki ? Evimizin önünde duranı, yahut önünde durduğumuz evi seçmek bizimle ilgili birşey değil. O halde kızamazsınız bekleyişime...

Depremi bekliyorum, selde olur, fırtına öncesi sessizlikten sesimle çıkmayı bekliyorum. Kendimden ödün verirken ağlayanları görmek istemezdim ama buradan da çıkmak istiyorum.

Beni bu dünyaya hapsedenlerden kendime karşılık özgürlüğümü istiyorum.

2 yorum:

özlem dedi ki...

gece yazan kediyle duygularını düşüncelerini paylaşıyorsun herkesle..içinden geldiği gibi.. "aa bu bizim Tuna" dedim:D bikaç yazını okudum hoşuma da gitti.. güzel bir şey tabi tanıdığın birinin yazdıklarını okumak katılmak ve ya katılmamak ama okumak.. bende yeni giriorum internet alemine, daha almam gereken bir sürü yol var önümde.. olcak diorum inşallah olcak benimki de :) başarılar diyorum kendine iyi bak tuna..

Gece Yazan Kedi dedi ki...

Hoşgeldin o halde :) İlk blog takipçin olmaktan da gurur duydum o halde sana da başarılar :)