21 Ocak 2011 Cuma

Siyah ve Kara


Ayrı bir tat bırakacak farkındayım, hani şu güzelim doğayı biz yürüyelim gidelim, arabaya binelim gidelim, otobüse binelim gidelim, bir yoluna uyduralım gidelim diye yaparlar ya, yaparlar da kendileri yapmamış gibi sanki beyaza karayı onlar sürmemiş gibi karanın üstüne beyaz atarlar ya...

İşte ayrı tat budur...

Yollar kapkara zaten, ben yıllardır onlar üstünde ki çizgiyi izleyen adam. Bazen parçalı, bazen birleşen çizgiyi izlerken farkettim, yollar siyah ama bazı yollar daha siyah. Hatta onlara siyahtan öte kara kelimesi daha çok yakışıyor o denli koyu. Sanırım sadece yeni yapılmış olmalarından dolayı.

Gitmek düşüncesi çok eskiden beri yolu getirir aklıma, sevinirim bazen, bazen korkarım. Başlangıçlardan da korkar insan alıştıklarını bıraktığın maceralardan... Bazen de sevinir alıştıklarından kaçtığından...

Gitmek düşüncesi hayat hikayemde eski bir yol benim için.

Gideceğini ise pek düşünmek gelmiyor içimden, güzel olmayan birşey bu canımı sıkıyor, sıkıyor sıkıyor ve kırışık halde ütülenmemiş bir biçimde bırakıyor beni üstelikte ıslak. Kaloriferde kuruyamam, kurusam da sen gittiğinde kim düzeltir beni, kim şekil verir kırılan, kıvrılan, kırışan duygularıma ?

Kimi sarmak için var olacağım ben ?

Senin gitmen yeni bir yol benim için. Yeni yapılmış siyahtan öte başkasının hissetmeyeceği farklardan o bahsettiğim "kara" yollardan.

Hiç yorum yok: