Hayat bazen bir kez yaşanan döngüyü size ikinci defa yaşatmak için geldiğinde sizi iki farklı durumda buluyor. "Hayır, artık fazlasıyla bu duruma hazırım, kaçmak için yeterli güç, savaşmak için iyi derlenip toparlanmış bir zihinsel yapı ve bağışıklık kazanmış bir ruh." yahut "Evet, daha fazla savaşmak istemiyorum istediğin her neyse beni ona dönüştür ve yok et." Bu cevaplardan ve bunun sunduğu diğer alt seçeneklerden ne kadarına doğru ileri gideceğiniz ise yalnızca o an -göktaşı topraklarınıza dokunduğu an- karar verilecek durumlar. Çünkü yukarıda güneşi ve altınızda sağlam toprağı hissetmeniz hep anlık duygular. Kendinizi kaygan bir kayanın üzerinde bulup bulmayacağınızı size kimse söylemez.
Neyse ki seçimlerimi yapacakken bağlı olduğum ipleri bu sefer ben seçiyorum, kendimi bir örümcek ağına bağlamaktansa, bir gemi urganına bağlamış olmam kötünün gerçek anlamda iyisi. Ama asla iyinin bir kolu değil. Ben bu düzene isyan etmeye gelmedim ancak isyan içinde dinginlik aramanın da bir isyan olduğunu ve beni bastırmaya çalışacak isyankarlar ile karşılaşacağımı biliyorum. Huzurum yok, huzursuz ediyorum.

Daha fazla saçmalamak yok.
Gidelim ve gelenleri karşılayalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder