“
Yarınlar kadar yakın içimde fırtına,
Bu dalgasız deniz durgun aldatır inanma.
Yaslanıp gururumun kambur sırtına,
Kendime rağmen durmam basar giderim.
“
Kurduğun bu dünyanın sessiz ev sahibisin artık, konuğun
gideli epey olmuş. Fırtınalar geçmiş, enkazdan kalanlar bir fay hattının
etrafına içine yığılmış, inceden bir yağmur yağıyor...
Çıkışı var mı acaba ?
Kimse yeniden eskiye dönüşü vaad etmiyor. Zaten sen de eski günlerinin artık gerçek olduğuna inanmıyorsun.
Hem gücün kaldı mı ki ?
İşte maalesef insan kalbi öylesine dayanıklı bir malzemeden
imal edilmiştir ki, patlayıp sönmez, ölüp gitmez tüm vücuda inat ve umarsızca
üzüldükçe daha hızlı atar, yoruldukça daha hızlı atar, canımız vücüdumuzdan
çıkmak isteğiyle dolduğunda o büyük çabasıyla yine yeniden daha hızlı atar. Kendimize
inanmadığımız bu her anımızda dönüp baktığımız yer; fikirlerine güvenilmemesi
konusunda sürekli ikna edilmeye çalışıldığımız kalbimizdir.

Ama sanma ki bu mutlu bir sondur. Kalp kendini bununla
kandırmayı da çok seven bir romantizme sahiptir. Yuvanın duvarları bu felaketin
gediklerini ve çiziklerini üstünde hep barındıracak. Belki yeni felaketler de
vuracak bu duvarları ama inan kalbinin direnişi yeniden yeniden inşa gücüne hep
sahip olacak.
O yüzden dileğim hayatının akışı içinde ilahi güçlerin işin
akışını şaşırtıcı bir şekilde kolaylaştırmasıdır. Hayatının onca süresinde
yalnızdın, bu yalnızlık çok zor değil, yalnızlığın ismine verilen anlamların
hepsi boş ve anlamsız. Ona giden süreçler ise zor, sancılı ancak tam anlamıyla temiz ve saf. Kendin için en iyisinin ve güzelinin geleceğini kabullen.
İyi insanlar kötülükleri çekmekte diğerlerine göre bir adım
daha öndedir. Bu da bizim güzel sınavlarımızın bir cilvesi ne yapalım. İşin
güzel kısmı ailemizin ve kendi seçtiğimiz ailemizin bu zamanların en güzel
imecesini sergilemesi. Onlardan bulduğun her hangi birisine sarıl ve bırakma
gittiği yola seni de götürsün bırak. Sen bizleri yanında görme lütfunla zaten fazlasını
yaptın, biz de belki senin için bir şeyler yapabiliriz.
Değil mi ?
Rahatla. Güven. Sarıl.
“
Cennet bu dünyadaymış derler,
Önünden geçmişim.
Köprüm hala sağlammış gördüm,
Üstünden geçmekteyim.
“