9 Ağustos 2009 Pazar

Bir sonra ki notadan korkmak...


Piyano çalabildiğim günler geldi aklıma yeni yarattığım rüyaları görünce. Notasız çalışmayı severdim sıkıldığım zamanlarda ve tehlikeli bir heyecanı vardır sevdiğiniz şarkıları çalmanın. Bastığım notanın doğru olması yetmezdi ardından basacağınız da güzel olacaktı kural bu. Çoğu zaman yenilsem de tuşlara ve tınılara kazandığım bir çok ezgi oldu. Sonra zamanla kayboldu, kimisi unutulmadı ama duyulmadı da...

Şimdi bazı medikallerin ötesinde ki ruh seanslarım var kendimce yazdığım, kendimce konuştuğum ben olduğum duygularımı bulduğum ufak, minik yön göstermeyi deneyen yeni dünyalar. Belki yeni heyecanlar hatta. Yıllar sonra yeniden görünmez bir piyano üzerinde geziyor sanki parmaklarım, yanlış yapmaktan hatta yapmış olmaktan korka korka güzel ezgiler tadıyorum, sonra bir başkasını görüyor gözlerim. Gözlerim korkuyor, endişe ediyor, susuyor, konuşuyor...konuşuyor...konuşuyor.

Korkusuz bir yolculuk bu benimkisi önüm arkam sağım solum çoktan sobe olmuş. Ben oyun bitmeden hava kararmadan en nadide oyuncumu görmek istiyorum. Kendini göster lütfen... Göster ki söz vereyim dibinde beklediğim ağaca, söz vereyim üzerinde koşturduğum toza toprağa, ama senden bir söz değil istediğim, yıllardır nefret dolduğum yollara bırakacaksam gözlerimi emin olmalıyım bir kez olsun senin en nadide oyuncumun saklandığı yerde hileli bir oyunun bitişine gönül verdiğine...

Lütfen...

Hiç yorum yok: