12 Kasım 2010 Cuma

İlkokulda Siyasi Simge

"Velev ki..."
R.T.E.

İzmir'de ki Cumhuriyet Mitingi'nin ardından ard arda 3 tane mitingi kaldıramayan kesim eylem hazırlıklarına girişti. Önce Ankara'da ardından da İstanbul'da bir kaç yer miting alanı oldu. Alanda Cumuhriyeti savunanlara karşı türban savunusu vardı. Televizyonlarda ahkam kesen siyasetçiler, gazeteciler yahut televizyon karşısında küfür eden gruplardan neredeyse kimse bunu farketmedi.

Cumhuriyet'e karşı, karşı devrim; Cumhuriyet'e karşı 2. Cumhuriyetçilik; Cumhuriyet'e karşı Şeriatçılık ve daralan anlamların en sonuncusu Cumhuriyet'e karşı türban.

Parka, postal, atkı, sol yumruk, pos bıyık, Nazım Hikmet... Sol.

Bozkurt, sarkık bıyık, palto, Necip Fazıl.... Sağ.

Birbirlerini anlamayı başaramadan, kavgalarını barışa teslim edemeden, bu ülkenin bütünlüğüne karşı tarafın da saygısını olduğunu anlayamadan yitip giden iki grup...

Türban... Karşı devrim.

Bugün işte bu siyasi simge üniversitelerin tartışma alanından çıkmıştır. Yıllarca atılan "geri kalmak hakkımız" naraları cevap bulmuştur. Üniversitelere bu ülkenin temelinin atıldığı bu kurumlara ona karşı olan bir nesneyle girilmemesi adına yıllarca konuşuldu. Kamu özel ayrımları yapıldı. Ama hiçbir zaman iş ilkokula kadar gitmemişti.

Beyinlerinde henüz değil siyasete kavgaya dair bile birşey oturmamış çocuklar üzerine oynanıyor. "Yetmez ama evet" ve "evet" diyenlerin bir kısmını ekranda görüyorum. Farkettiler ki yanlışın üzerine yanlış katmada sorumlulukları var. Farkettiler ki "hayır" deselerde artık "evet" dedirtenin üzerinde bir etkileri yok. Farkettiler ki "hayır" deme hakları bir "evet" ile ellerinden alınmış.

İşin pedagojik kısmına girmiyorum bu başlı başına bir sosyal bilimciyi çıldırtacak düzeyde. İşin muhalefet kısmına da girmiyorum, etkisiz ve güçsüz. Devir artık "biz ne dersek evet" diyenlerin sahası. Bertaraf olan ise bir ülkenin zavallı durumuna düşürülmüş halkı.

Cumhuriyet Gazetesi'nin reklamlarına gülenlerin o zavallı hallerine, korkulacak birşey yok saçmalamayın diyenlerin acizliklerine gülüyorum acı acı. Ve şaşırıyorum bu temeli sağlam atılmış meğer dediğim Cumhuriyet'in hala yaşıyor oluşuna.

Hiç yorum yok: