22 Mart 2011 Salı

Ne Clark Kent'im Ne Superman'im


Yazar, dünyayı elleriyle yaratan falan değildir, hayal kuran aşıktır, hayallerin sahibi sevgilidir, yazar fotoğraf çekendir.

Fotoğraf, farkeden için gerçeği kaçırmaz, yalanı, doğruyu ve kabul etmek istemediğimiz gerçekleri dahi bize net olarak sunar. Kendimizin Clark Kent'i olur Superman'i çekeriz. Sonra bir daha içimizden gelmez Superman olmak belki ama dayanamaz bir kaç can acısına deva olabilmek umuduyla göklere çıkarız mutlu olacağız sanıp, umut dolmak adına.

Günler, ay ve yıllar. Geçmeleri bir o kadar kısa ve anlaşılmaz süren zaman bütünlükleri. Artık herşeyin yerli yerinde yürüdüğünde emin olduğunuz zaman bu huzur beklediğiniz emin olma duygusu şimdi de inanılmaz bir rahatsızlık mı yaratıyor ?

Ya yanlış seçimler yaptınız, ya da rahat battı. Başkta hangi türden bir açıklama yakışır bilinmez ancak her gün seçimlerimiz için doğan bir gündür yalanlarına kanmayı bırakmak akıllıca olacak.
Deli gibi davranmadıkça kendimize çıkan yolu elde edemeyiz. Bir deliden beklenen cesareti göstermedikçe o dahi ve deli çizgisinde dünyaya adanmış insanların yakınından dahi geçemeyiz.

Clark Kent olabilir, Superman olmak için yeterli asil Kripton kanını damarlarımızda gezerken bulamayabiliriz.

Nil Karaibrahimgil'e selam olsun :)

Hiç yorum yok: