29 Haziran 2009 Pazartesi

İlköğretim... Serbest Kıyafet... ya sonrası ?


Nimet Çubukçu'nun yaptığı açıklama ve Sinevizyon sunumu ilerleyen günlerde gündeme yeni bir tartışma konusu taşıyabilir. Siyah - Beyaz fotoğraflardan kolaylıkla seçtiğimiz annemize babamıza ait siyah önlüklü bir iki fotoğraf, bizim çocukluğumuza ait mavi önlükler ve liselerin üniformaları. Hepsinin tarih olacağı söyleniyor son açıklamada ve Almanya örneği veriliyor sinevizyon sunumlarının alt metinlerinde.

Bir meslek faşizanı olmak istemem ancak sosyoloji kavramının cidden bu ülkenin yönetiminde söz sahibi olması gerektiği artık gözler önündedir. Her seferinde belirttiğim "endemik ülke" kavramı Türkiye'yi tanımlayan kendi coğrafyasına özel bir yapısı olduğunu anlatan biz sözcük. Bu ülke de yapılan bir çok düzenlemenin bu endemik yapıyı görmezden gelerek örnek gösterdiğimiz ülkelerden alınması günümüze ait birçok hatanın da aynası adeta.

Türkiye için söyleyeceklerim bu konuda hemen hemen benzeri şeyler. Her öğrencinin bütçesine uygun önlük alması muhtemel mağazalar mevcutken "serbest kıyafet" durumunda bu bütçeyi kaldırabilecek aile sistemini bulmak her zaman mümkün olmayacaktır. Keza birçok zaman önlük dahi bu yetersizliği gizleyemiyor ve kumaşın kalitesinden yahut ayakkabılardan bunu ele veriyor. Bunun ne çeşit psikolojik sorunlar yarattığını ise ancak döneme aşina bireyler anlatabileceklerdir. Bu yaşlarda mevcut olan gruplaşmaların ve topluma dahil olmanın içeriğinde dış görünüşün ne büyük önemi olduğunu ancak yine bu konuda bilgisi olan ve inceleme yapmış olabilenler görecektir.

1970'li yıllarda bir kaç pilot okul ile başlayan Almanya'da serbest kıyafet ile öğretim geleneği bugün Almanya'nın geniş bir coğrafyasında etkin hale gelmiştir. Ancak bu konuda yapılan araştırma ve analizler sonucu çocuklarda ileriye dönük bir fobinin gelişimini de göstermiştir. Söz konusu olan toplum içinde çocuk olduğunda daha acımasız davranabiliyor ve aile bütçesinin masraflarında payını arttırıyor. Yüksek oranda marka takıntısı ile birlikte gelen bu davranış giyim üzerinden toplumsal sınıf oluşmasına sebep olurken çocuğun bu seviyeye erişebilmek adına hırsızlığı dahi göze alabildiğinin kanıtlarını bize sunuyor. Almanya'nın serbest kıyafetleri denediği yıl olan 1970lerde Türkiye'nin şimdikinin 6 katı GSMH'na sahip olduğu düşünüldüğünde durumun vehameti daha çarpıcı.

Ayrıca, ahlaki iki yüzlülük örnekleriyle dolu ülkemizin pek muhterem ahlak bekçilerinin de serbest kıyafetler sonucu ortaya çıkaracağı "orantılı güç" kavramını da varın siz düşünün.

Önceleri proje üretmeyen devletten şikayet ederdik, gelen gideni aratır misali artık proje üretmelerinden korkuyorum, çünkü farkettim ki ucunu bucağını düşünmeyen bir iktidar bir kaç yıl içinde ülkenin iyi kötü işleyen gidişatını durdurmayı dahi başarabilir. 2-3 sene içinde LGS,OKS,SBS,ÖSS,ÖYS,ÖSYS gibi kavramların kaç kez birbirinin yerine geçtiğini dersanerlerin bu geçişlerden ne kadar gelir elde ettiğini ve eğitim sistemi adına sabit bir durumdan asla söz edilemez olduğunu düşünmeliyiz.

Hiç yorum yok: