Her saniyemizin bilimum silikon vadisi eşyalarıyla sorguya çekildiği evrenimizde kuytu bir evrene saklanmak artık güç, hatta bedeli ağır bir suç. Ulaşılmıyor olmanın, inzivada ol

Umutsuz olmak istemeyen adamın yorgun yazılarını dinlemekten bıkmadıysanız eğer duyun sesimi. Yorulmuş adam kızıyor bir pula satılmış gözlerden ve o gözlerin sahte gülüşlerinden, ah bir de yalanlarımızdan. Değil mi allı pullu süslemeye en çok özen gösterdiğimiz yalanlarımızdan , sonra yalanlara inanan koyunlarımızdan, düşünmeden konuşan, konuşunca aynı şeyleri söyleyen binlerce tanıdık koyun milyonlarca tanıyacağımız koyun...
Eski yazılarımda dediğimi hatırlarım ekşi ve acıda bir güzel değerdir elbet, onların varlığında anlıyoruz hayatın katma değerinden alınan vergiler eşliğinde elimize geçen bir avuç mutluluğun kıymetini. Sonra satıyoruz, sevgiler alıyoruz her yeni güne matematik bilgilerimizin ışığında sözde arkadaşlarımızın bizimle paylaşmadığı "bir demet" mutluluğu alıyoruz kazançlarımızla.
1 yorum:
küçükken ne yalanların farkındaydık ne de kandırmacaların.. büyüdükçe,tanıdıkça dünyayı farkına vardıkça gül bahçesinin dikenlerini de gördük.. bazen bizim de hatalarımız oldu ama sonunda bizde bu hayvanat bahçesinin felsefesini çözdük.. yani bu bahçe yalanlarıyla, kusurlarıyla var ve bize düşen rol bize sunulanı en iyi oynamak..
eline sağlık dostum..
Yorum Gönder