20 Ocak 2009 Salı

Jules Verne'in Nehirleri

"Neden öldürmüyorsun ?"
                            Vanilla Ninja

Senden kaçmak giderek güçleşirken, her dakika her saniye yaklaşırken kara deliğe. Yok oluş, kaybolmak, karamsarlık mutluluk verirken düştü Enigma'm bir denize. Biz değil, ben yenik sayıldım her savaşın sonunda kaybedeb taraf belirsiz bile değilken.

İnsanlar düşman olduğunu söyledikçe, senden öte dost bulunacak bir dokuzuncu köyün hayalini kurmadım, bana yalan söylememiştin...

Giderek senin emrine girdiğimi söyleyenler umurumda değildi, dilediğim an serbestimi elimde tuttuğum ortadaydı, özgürlüğümü almanın can yakıcı olacağına kulaklarımı tıkamış olmalıyım...

Sana zarar verecek ben miyim diye soramam "ben" kavramım yok yanında, ama ihtiyacın yoktu.. Hayallerimle güzel bir oyun oynamaya.

Gözlerin ne kadar hızlı değişirmiş. Jules Verne hikayelerinde ki nehirlere benzetirdim gözlerini, hep durgun ve akıllı içinden geçenler ise aklın sınırlarını zorlayan ama zararsız, nehirlerin bu kadar hızlı korkutucu ve tehlikeli yükselişini görmemiştim... 

Biliyor musun ? 
...elbet biliyorsun da yine de söylesem daha önce can yakmamışların ne kadar tehlikeli olabileceğini. Sözlerinin en ufak vurgusundan kalbe kurşunlar saplayabileceklerini. 

Gözlerini benden kaçırmana gerek yok artık,
Sözlerin en ufak güvenlik önlemine gerek duymadığım anda vurdu zaten.
Ölmek için yeterince özgürüm sadece seni bekliyorum son vuruş için.
Tüm rüyaları unuttum, tüm hayaller parça parça yerlerde
Değersiz gördüğün şu kelimelerimle kendimi yok etmeden
Merak ettim de neden öldürmedin beni hala ?

Hiç yorum yok: