1 Ocak 2009 Perşembe

Hayal...

"O bir hayal unut gitsin, o bize en uzak gezegenin çok yakınından geçen bir peri"
"Titanic"

Eski tadı vermez ya yeni şeyler asla işte "hayal" eskiye duyulan özlemi bugün yaşayabilme umududur. Plastik hiçbir araba, sovyet malı teneke arabam kadar kıymetli olmadı. Kurma kolu aramıştık şehrin dört bir yanında bulduğum da hayalim olduğunu fark ettim kurma kolunun. Ama her hayal gibi onu da fazla kurmamak lazımdı, kaybetmemek için.

"Hayal" siz en kuytularda uyurken gökyüzünde ki yıldızların sayısını tahmin etmek kadar zor şimdi.
Gözlerimi dikip baktığım her yerde "hayal"in gözlerine denk gelmek te bir o kadar zorlu.
Basit hayatlarımız var.Ancak yürümenin güç olduğu anlarda kıymetini anlıyor ya insan özgürlüğün, "hayal" özgürlüğe kavuşmak kadar güzel, kavuşunca unutmak kadar da vefasız. Bir çok durumlar arasında geçip giderken zaman, onu hatırlayıp gülümseyebilmek aynı anda da asla diyip hiç gereği yokken üzülebilmek.

Bir yıldız kadar büyüksün heybetlisin, ilköğretimin getirdiği bilgiler öğretmiş sana içinde protonların nötronların gezindiğini en muazzam yapısın belki de ama uzakta görünen gezegene ulaşamayacak kadar güçsüzsün.

Olmayacağı bilindiğinde mundar dediğin, umuda kapıldığında umutsuzlukları sepetlediğin, her umutsuzluğunda yine başa döneceğin,döneceğim... Hayal'im.

Çok kurarsan bozulacak, az kurduğunda umutsuzluk kapıyı biraz erken bir saatte çalacak. Ama çalıştığı her an yüzünde hayal'in yarattığı gerçek gülümsemeler alacak.

Hiç yorum yok: