8 Şubat 2009 Pazar

Pek hesaplı İnce iş


Yolculuğun hiç bitmediği geldi aklıma, şimdi tekrar yollara çıkıyorum diyecekken. Yine peşimi bırakmıyor telefon denen illet sanırım alışmalıyım, ömrümün geri kalan bölümünü onunla geçirecek gibiyim. Yurdun dört bir yanından mesaj geliyor, sevmediğim sevmekte zorlandığım; istemeyip istemeye zorlandığım işlere itiyorlar beni. Eskiden yalan söylerdim herkese kendim için. Şimdi başkalarına doğru söylerken kendime söylediğim yalanları duyamaz olduğumu fark ettim.

Bol bol yalan söylüyoruz silikleştirmek için, parlatmak için,biraz olsun koyuluk katmak belki de sadece sivri kenarları yumuşatmak adına. Bir fırça gibi renkten renge boyadığımız dünyamız artık rengârenk fakat üzülerek söylemeliyim yalan içinde. Biraz şirin gözükse de şimdilerde ağlayarak terk etmek zorunda bırakacak bizi gittiğimiz her yerden dünyadan bile belki.

Siyasetten, politikadan politik karmaşalardan kaçtığım bir zamana girdim, biraz dinlenmek lazım. Fantastik çözümler bulmaya çabalıyorum gözlerim yağmur için sabırsızlanan bulutlarda, bir tarafı kepçelerle oyulmuş tepelerde geziniyor ama emin değilim duygularım düşüncelerim fantazmalar yaratacak aklımı nerelerde unuttum. Bu topraklar güzel, bu topraklarda ağaçlar insanlar gökyüzü daha yakın bana. Burada büyüdüm nedeni bu olmalı derken fazlası geliyor aklıma. Her şey kötü olsa bile dostlar iyidir. Sıkıştığınız bir rüyada bile yardımınıza koşuyorlarsa bir de…

Yazacağım… Hele bir kararsın havalar gittiğim şehirlerde, yine umutsuzluğu bilgelik edinmiş insanlarla karşılaşayım, deneyip yılmayanların cevabı bulup soruyu unutmalarına şahit olayım ya da en azından soğuklar üşütsün beni yeniden içimde bir şeylerin ateşi kor olmuşken - ki bulmak gerekecek içimizi yakacak yeni şeyleri- işte o geceler daha çok yazacağım. Sanıyorum bir gün ansızın herkesten önce kaybedeceğim bir ömrüm var, arkamda yaşadığım ömür kadar karmaşa bırakacağım sakın üzülmeyin sizden önce olursa. Ama bir ihtimal daha var, tek tek kaybedeceğim sevdiklerimi kimisi kollarımda kimisi kilometreler ötede ve yalnız kalacağım telefondan bilgisayardan tam olarak kopmuş oturup “pis moruğun anıları” nı yazacağım yeniden gece yazan kedi kıskanacak mezarında yattığı yerde… Tetikte kendi parmağımız başkasının değil…

Hiç yorum yok: