21 Şubat 2009 Cumartesi

Seferler...

Bir sahilden bir başka iç denize... Bindiğim hayaller gemisi rotasını şaşırmış allak bullak alanlara doğru giderken bomboş kupkuru toprak içinde açtım gözlerimi. Sağımda solumda bomboş boşluklar... Kafamı toparlayıp yerden kalktığımda uzun uzun çevreme bakındım. Kendime yaratmam gereken bir dünyadan fazlası yoktu geldiğim yerde.

Taşlar, odunlar, kimi zaman var, kimi zaman yok olan desteklerim arasında ülkemi yaşamımı baştan kurarken birşey farkettim toprağımın tam ortasında günler, haftalar belki de bilemem bugün itibariyle bir yılımı aldı onu olduğu yerden çıkarmak. Şehrimin ışıkları geceleri güzel görünmeye başlayıp şehrim oluşmaya başladığında bu parçanın ne olduğuna daha yakından bakmak için biraz yaklaştım ona. Tozluydu ve çok aşınmıştı. Tamiri güç değildi belki denedim yine günlerce içinde varmış meğer tertemiz pırıl pırıl oldu. Öyle emindim ki onun kutsallar arasında olduğuna şehrimin en yüce köşesine en güzel yerine koydum onu. Pırıl pırıl kimi zaman rengarenk, göz alıcı güzelliği gün be gün artmaktayken bende ondan yavaş adımlarla uzaklaştım. Aşk, tapınmak, inanmak ve yaşamak ismi ne olursa olsun ben bu isimlerin tümünden kaçar hale geldim ama o şehrimin en güzel en alımlı yerindeki yerini asla kaybetmedi.

Bir gün yıkmaya geldiler mabetlerimi. Evlerimden kalp duvarlarına kadar herşeyi yakıp yıkmak için. Hem de benim dokunmaya kıyamadıklarıma bir meta ordusuyla geldiler ve hapsettiler. Ama en zalimcesiydi kutsalımı yere atışları, değersiz davranışları onu kullanışları ve sonra tekrar değersizmişçesine davranmaları. Dokunamazdım diyorum ya kıyamazdım...

Ah biricik ne savunmalarım yeterdi o orduya ne kalbim ne de cesaretim yeterdi konuştuğun dili öğrenmeye. Göz yaşlarım değersizdir diye onları bile yollayamadım ardından.

Arkadaşlar işte...Klişeden farklı bir hikaye; önce tek tek topluyorsun ağırlaştıkça yükün güzel olanları saklıyorsun ve bir kısmını atıyorsun sonra dönüp bakıyorsun kendine denizin yansımasında ve tüm taşları atıyorsun. Koşarak sahilden uzaklaştığın anlar gelsin en yorucu anında aklına. Yalnız doğdun ve sen bir bireysin, topluluğun alelade bir parçası değil; yalnız ölmek sorun yaratmayacaktır.

Hiç yorum yok: