6 Mayıs 2009 Çarşamba

Gülleri Solduran Gülebilmezmiş

6 Mayıs, benim geldiğim yerler de inançlara bakılmaksızın neşe içinde kutlanan ve baharın gelişinin kutlanan son adımıdır. Dilekler yazılır, ve bir fidanın, gül fidanının altına bırakılır dilekler olması tutması istenilerek... Ama bu ülke "fidan"larını astığından beri dilekler kabul olmadı. Bu ülke fidan almaktan zevk alanların hala yaşayıp hala konuştuğu ülkedir. Buralara bahar uğramaz.
"Umudum gençliktedir." diyen atasının mirasını devralmış bu ülkenin çocuklarının korkunç bir sonla hayatlarının ellerinden alınışının yıldönümüdür bugün. Solan güllerin, kan çiçeklerinin, asılmış fidanların sessiz sakin anıldığı, fısıltıların onu asanların gürültülerine karıştığı 37 senelik bir almış başını giden düzenin günüdür bugün. Romantizmin yok edildiği, sevginin katledildiği nefret tohumlarının ekildiği günün 37.yıl dönümüdür bugün. Ne kadar övünseniz azdır.

Asıldılar...
Sömürülmemize karşıydılar,
Bağımsızlık istiyorlardı,
Özgür gelecek vardı akıllarında,
Bu ülkenin insanıydılar
Dilekleri yine bu ülke içindi
Gençtiler, umutluydular, inanmışlardı
Güneşi zapt edecektik hani ya işte sonra astık biz onları, hemde sadece bir kere değil 37 sene geçmiş ben doğduğumda 17'ydi sadece biz büyümeden kirlenmişti dünya, kana bulanmıştı gelecek, dilek dilenmez olmuştu 6 mayıslarda mutluluk, inanç, umut gömmüştük onlarla birlikte. Bir 40 sene olacak yine dinmeyecek göz yaşları, her dakika her saniye artacak derler ya cellatların acısı bizim canımız yanmadan onların vicdanları dile gelir mi ki ?

En iyi dileklerim asılmışken tüm bu genç, cesur, korkusuz insanları saygıyla anıyorum. Anınıza dair birşey yaptım diyemiyorsam da...


"Ve cellat uyandı yatağında bir gece,
Tanrım dedi bu ne zor bilmece.
Öldükçe çoğalıyor adamlar,
Ben tükenmekteyim öldürdükçe."
Ataol Behramoğlu

Hiç yorum yok: