Şiirim geldi bırakın beni,
Bir kibrit farz edin ve yakın beni,
Bir ceketmiş gibi askıya takın beni,
Bir çiviymiş gibi duvara çakın beni,
Şiirim geldi bırakın beni.
Müjdat Gezen
Yoruldum...
Yara bantı olup sarılmaktan, gözyaşı olup dökülmekten, vuslatlarda kaybolmaktan yoruldum. Başlayan güne ait olamamaktan, özlediğimi görememekten, gördüğümde dokunamamaktan sıkıldım. Her gidenin ardından merdivenler inmekten, her gelenin öncesinde yol gözlemekten, bitenlerin ardında bıraktıkları göz olmaktan bıktım.

Başardım aslında gülmeyi, her olan bitenin ardında, dost sohbetinin en acıklı yerinde dikkat çeken gülüşlerimdi. Kimse bilmedi zannımca asıl güldüğüm bedenimde yaraları bulunan anılardı. Gece bir bir düşerken ben kimseye belli etmeden göz kırptım yarınlara ve masaüstünde bir kalemdim sadece yazmak istedikleri olan ama ele alınmayan.
Denemek istedim, görmek istedim, bağlanmak istedim. Ama arzular gibiydi istemek en güzeli kaçıp giden yuvarlanıp düşmeyendi. Arzular gitti önce, fikirler devrildi yerlere ve güven, bir buluttan kırpılmış ta yıldız olup gökyüzüne varmış şimdi. Ah minel aşk, gözlerim devrilmişte gözlerini göremez olmuş şimdi...