7 Kasım 2008 Cuma

Mustafa'dan Kemal'e...

Özür dilerim Can Dündar... Ve Teşekkür ederim Can Dündar.


Utandım... Bir daha yapmayacağım bir yanlış yapmış olsam da, birilerinin gazına gelsem de , basının en güvenilirlerinin sözlerine avlansam da her ne kadar binlerce bahane edinsem de aklımca. Utandım... Bir sanatı yerinde görmeden ,duymadan ,düşünmeden eleştirdiğim için utandım. Bir söz vardı ingiliz bir gazetede çıkmış olmalı aklımdan uzun zaman boyu nedensizce silemediğim. Media :Let's watch them, how they govern you! (Basın : Sizi nasıl yönettiklerini izleyelim!).

"Mustafa" filmine gittim. Ön yargılarım ceplerimden taşıyordu o güzel arkadaş ortamında oturacağım yeri sessiz sakin söylenebilinmesi muhtemel bir yerden seçtim. Olmadı... Hatta hiç gerek kalmadı. Şok olmayı mı bekliyorsunuz? Film dilerdim ki daha uzun olsaydı ama kendi kanaatimce mükemmeldi.

Mustafa Kemal; karıya kıza düşkün biri olarak gösteriliyor dediler.

Filmde gördüğüm mükemmel mektuplarda süren yine mükkemmel bir aşktı. Madam Corrine, Atatürk'ün batıya açılan özenti değil bilinçli Avrupa örneğiydi ama kesinlikle birçoğunuzun sapık fantazmalarında yürüttüğü türden aşklara benzemiyor bile. Sevgili eleştirenlerim o mektupların bir cümlesine sizin hayal gücünüz bile yetişemez....

Atatürk her gece bir büyük rakı deviriyomuş odasında yalnız içiyormuş....

Filmde bu tip bir sahne yok. Aynı zamanda cümle şöyle devam ediyor. "...o günlerde Atatürk günde bir büyük rakı bitirir hale gelmişti..." Bu Atatürk'ün hayatında ki bir dönümdür. Binleri milyonlara dönüştürüp te yalnız kalmanın travmasıdır. Ve dikkat ederseniz sadece belli bir müddet sürmüştür. Hem bırakın da içsin. İçki içmeden müslüman olanlar 14 yaşında ki kızlara tecavüzden kendilerini alıkoyamaz durumdayken bırakınız tarihin peşini. Rakı Türk'ün tarihidir. Rakı Trakya'nın, rakı Anadolunun da tarihidir. Rakı dostları biraraya koyar, hatta benim ülkem de içki masasına oturmadan sorulmaz "ne olacak bu memleketin hali diye" . İçiyormuş hem de çok..., diyenler ayık oldukları müddetçe ülke için yaptıklarını sorgulasınlar.

Atatürk karanlıktan korkan ufacık bir toz bulutundan nem kapan korkak biri gibi gösterilmiş...

Filmi izlemeden anlayamazsınız gerçekten. Ama bunu eleştirmek saçmalığın ta kendisidir derim ben. Bu olayların geçtiği tarih, kurtarmaya çalıştığı ülkenin milletinin dahi kendisine düşman olduğu, Ankara'da bir yandan düşmanın bir yandan devletin bir yandan da milletin tehditlerinin korku olup geceye dolduğu zamanlardır. Duman bulutu ise düşman zannedilmiş ancak sonradan onun bir sığır sürüsü olduğu öğrenilince de alay konusu edilmiş ve bu eleştiri de Atatürk'ün gülerek söylediği bir ayrıntı olarak yansıtılmıştır.


Aşırı yalnız gösterilmiştir.

Sanırım bunu en iyi anladığım söz film sonrası iki üç koltuk uzaktan duyduğum sözcük oldu. Nasıl yalnızmış ya diye sitem dolu bir sözcük ardından da titreten ayrıntı.. "Onun arkasında koca bir millet vardı." İşte bu an anladım ki Atatürk cidden yalnızdı. Daha fazla söze gerek duymuyorum.


Kime? Niye ? Neden? açıklama yapma gereği duyuyorum emin değilim. Ama lütfen filmi gidip görün ve evinizin görünür bir köşesinde zihninize kazınması gerek olan bir yazıyı görün. Asla görmeden emin olma!. Diyorlar ki "ulusalcılar"ın beğenmediği Atatürk gösterildi. Yobazlara prim olacak bu film. Tanrı aşkına bir ülke dolu yobazdan, sabun köpüğü solculardan, kurt köpek peşinde ki sözde Kemalist'lerden kaçınızın umudu var ki ? Bu film onlar için değildi ki. Bu film geleceğin Mustafa'larınaydı olsa olsa. Kendileriyle karşılaştırdıklarında ben de yapabilirim hala yapabilirim diyebilecekler içindi...

Bir baktım ki kimi zaman hissetiğim yalnızlıklar onda da var, yazıyordum hem de çok karamsar ve edebi. Farkettim ki o da yazıyormuş hem de çok çok benzerini. Defalarca aşık oldum, fark ettim ki bir farkımız yok.Onun da bir zihin dolusu hayal kırıklığına cevap veriyor beynim, yine bir zihin dolusu hayal kırıklığıyla. Hatta bir Corinne'im bile oldu mektup yazdığım kendi benden binlerce kilometre uzakta. Farkettim ki bilmeden Mustafa'nın yolundan gider olmuşum.

Sonra bu filmi izleyip bilinçlenip Kemal'e ermişim... Şimdi daha çok çalışmalı, dileğim Atatürk'tür...

Hiç yorum yok: