20 Nisan 2009 Pazartesi

Kısmı Tanrı Olmanın Bütüne Zararları


Gerçeğin sizden ne kadar gözlendiğini farkedemezsiniz. Görünen ucun ne kadarının size ait olduğunu ve bildiğiniz bilginin sizi körelttiğini mi kapılar mı açtığını bazen bilemeyebilirsiniz.

Elinizin altında akıl ve fikir varken, içinde gizli bir fantastik karakter taşıyan herkese tavsiyem görünmez olduğunu düşünmesi, yahut realist bir insansanız dost-düşman herkesin hareketlerini izlediğiniz seslerini dinlediğiniz bir ekran düşünün. Hangi davranışın arkasında ne tür zihinsel hareketlerin olduğunu kısmen görebildiğiniz bu durumlar ne kadar tanrı konumu verirdi bize değil mi ?

Peki herşeyin iyi yanı mı var ?

"Mutfakta yaşlı hanımın topuklu ayakkabılarının tıkırtısı duyulur duyulmaz hizmetçisi aşçısı susar ve işlerine dönerlerdi. Hizmetçi hemen kadının hizmetine koşar "buyrun hanımım şöyle oturun yardım edeyim" derdi. Aşçı akşam yapacağı yemeğin tuzunu ne kadar koyacağını söyler gözlerini hanımın gözlerine dikerdi.

Bir gün yaşlı kadın ayakkabısını ağrıyan ayaklarından çıkararak merdivenleri inmeye başladı. Mutfağın her zamanki gibi sessiz olmadığını duydu istemeden kulak misafiri olduğu konuşmaları duyması ve bunun farkedilmemesi hoşuna gitmekteyken ilerleyen dakikalarda "yaşlı bunak", "ne zaman ölür ki", "parası batsın iğreniyorum ondan" sözlerini duyması midesine ağır bir şey düşmüş hissi verdi. Canının yandığını sevdiği, ona değer veriyor sandığı insanlar tarafından söylenen sözlerin etkisinde olduğunu anladı. Aradan bir süre geçti yaşlı kadın ağrıyan ayaklarına topuklu ayakkabılarını girdi ve tercih ettiği acıyı değiştirdi..."

Dostum dediğiniz kişinin sizin adınızı andığında yüzündeki nefreti görseniz, bir muhabbetin içinde konu edilirken alay konusu olduğunuzu duysanız ve bir de dönüp baktığınızda koca hayatınızın önemli bir kısmında bu insanlardan başka birilerinin olmadığını, başka seçeneğinizin olmadığını görseniz ?

Topuklu ayakkabıları giymenin vakti gelmiştir....

Hiç yorum yok: