
Evet başlıktaki gibi...

kadar kuvvetli ne zaman bu kuvvet parlayacak? Hepsinin cevabını birlikte bulalım. Kaldığımız yerden devam.
r olay yaşandı. Bir düello. Daha önceki yazı başlangıcımda da belirtmiştim medya yönetiminde olan ülke örneğinden ama bu kadarını ben dahi beklemiyordum. Ciddi anlamda meclis koridorlarından bir düello tüm reytinglerin önünde yayınlandı. Ben bu yapıyı incelemek için ikiye böldüm. Anayasa ve yasalarına güvence kalmamış bir ülke artık sadece ben halka bırakıyorum deme gafletinde bulunan politikacılara tutunarak başarılar getiren hükümetler, halktan gelen desteğe inanmayan bir diğer politik grup ve bunların nasıl geliştiğine anlam veremeyen hantal işleyen ve yanlış kararlar verdiğine inanılan güveni alaşağı olmuş bir adalet sisteminde tartışılan biçim. Bu ilki bizim ülkemizde geçtiğimiz günlerde yaşanan medya önü düello olayının biraz daha ağırı belki de ama yaşadığımız tam olarak buydu. Bir de diğer tür var. Politik partileri şekillerini oluşturmuş ırkçı olduğu ileri sürülen partinin dahi siyasete girerken Irkçı Parti gibi bir isimle girebildiği şeffaf bir sistemin varlığında medya desteğinde adalete güvenilen ortam üzerinden medya desteğiyle yürütülen halkın politikaya katılışını arttırmak güdümlü eğlenceli seçmen aktiviteleri. Bugün bunu en basit haliyle Almanya seçimlerinde ve ABD seçimlerinde görebiliriz hatta ABD seçimler için Youtube bile resmi olarak kullanıldı. Maalesef Türkiye'de durum bu kadar ilerlemedi ve şu an bizi olası bir krizden kurtaranda gülünecek şekilde cahilliğimiz. Krize sebep bulamıyoruz ve kriz bulamıyoruz günden güne fakirleşmemizi ise bir türlü anlayamıyoruz.







Günümüzde kavramlar her dakika kan kaybediyor. Binlercesi sözlükte dahi kendilerine anlam bulmakta zorlanıyor. Bunlardan birisi de milliyetçilik. En temel haliyle mülkiyetle birlikte ortaya çıkar bu kavram. Bir şeylere sahip olma isteği ve bir şeylere sahip olan insanlarla grup olduğumuz zaman. Bir duyguya bir birlikteliğe sahip olduğumuz an çıkar. Fakat içi boşaltılan tüm kavramlarda olduğu gibi, yobazlıkla eşleşen de birçok kavram var. Yine bunlardan biri de bu türden dayanaksız ve sakatlanmış açıklamalar elbette.
Hepimiz Hrant’ız Hepimiz Ermeni’yiz sözünü daha ilk duyduğum saniye aklımda anlamlandırmışken. Evet, bu ne akıllıca bir tepki diyebilmişken ilk önce insanımdan duydum bunu yadırgayan davranışları. Daha “Hayat Bilgisi” kitabından bile önce başlayan Mustafa Kemal’i adam gibi tanıyamamışlardı belki de. Ve hiç utanmadılar yaptıkları her köhne ve saçma açıklamalarda. Ermeni dölleri, pis yalakalar, X’in uşağı, y’nin köpeği derken. Sözde milliyetçiler raylarından çıkmış oraya buraya saldıranlar olduklarını fark edemediler fark etmeyecekler. Hala sokak kavgalarında kızları mahalle mahalle bölerek büyüyecek, kendi soykırım efsaneleri arasında toptan tüfekten silahtan bunların güzelliğinden bahsedecek. İnsanlığın farkına varamayıp adeta kendisini İnsanüstü bir yaratık olarak tanımlamaya gidecek ve bir medeniyetin karşısında fark etmeden duracak. Utanmadan…
Kimisi okuyacak, okuduğunu anlamayacak anladığını yanlış anlayacak ve gündem karmaşasında yüzeysel açıklamalar yapmayı deneyecek. Ben Türk’üm demek ona göre bir kişiyi öldürmenin güzel bir sebebi olacak. Ölen bir kişiye tepki göstermek onun hangi milletten oluşunu düşünmeden onu sahiplenmek ve bunu yapan bizden değildir demekte yine bana ve beni anlayan birkaç kişiye düşecek. Bugün bu düşmanlığı, bu aymazlığı, eli kanlılığı sadece bir insan düşünmedi, hayır sadece birden fazlası da düşünmedi, bugün bunu bir kısmı ülke yönetimine aday, bir kısmı ise zaten yönetimde olan partiler bile destekledi.
Hiç belirsiz aslında biliyor musun? Belki de bir Ermeni kurşunu vuracak beni belirsiz bir yerde. Ben yine de böyle düşüneceğim o anda bile. Çünkü bu ülkeye güvenen güvercin ruhlu bir insan öldürülmüşse ve bu haksızlığa yaltaklanan varsa bu yediğiniz inanın çok büyük bir … tur.
Umurumda olmayan bir yönetimin cumhurbaşkanı bir geziye gittiyse; onun arkasından bir tır dolusu da koruma gitmiştir korunsun diye. Ama yine aynı yönetim kendi topraklarındaki bir yazarı koruyamadıysa ve korumuyorsa da hala sizin gibi köhne kafalardan, bende derim ki milliyetçiliğin her türlüsünden nefret ediyorum.
Benim milliyetçi çizgim belli belki kendimi bildiğimden beri. Haksızlığın var oluşunda da fikrim böyledir. Evet, Türk’üm Türkçe düşünüyorum belki ama o gün “Hepimiz Ermeniyiz Hepimiz Hrant’ız” diyenlerle birlikte olamadığımdan dolayı da üzüntülüyüm. Bu maili görmek sadece beni o akıllı insanlara , o güzel insanlara katılamadığım için daha çok üzdü.

yaşlarında OKS Tekirdağ 1.siymiş hazretleri. Kesinlikle düzenli ve planlı çalıştığına eminim zaten, bu gerçek aklıma gelince arka temaya dikkat kesildim. Einstein, Cahit Arf,Newton gibi ünlü bilim adamları var. Yüzüm tuhaflaştı kulağımda çalan Nightwish anlamsızlaştı. Bu ünlü bilim adamlarının dünyaya hizmetini bir Marie-Curie'nin ölümüne bilime gidişlerini, Nikola Tesla'nın bilim için ülke ülke sürgüne uğraması, tepelerinde engizisyonun nefesi varken bilim uğruna çalışmasını bu adamın sahte gülümsemesinin değil yanına, arkasına hapseden zihniyetten hiç hoşlanmadım. Benim, dersane politikalarından reklam şirketi çıkarlarından ya da başarının yüksekliğinden bir çıkarımım ya da çekememezliğim yok. Sonuçta bu adam daha lisede saçma sapan konularının altından sabah akşam ÖSS'ye çalışarak gene bir dereceyle mezun olduğunda ben çoktan bilim adamı olmuş olacağım. Evet bizim ülkemizde bu çok kolay.Bu adamın hayatı burada ne kadar yansıyor bilmiyorum ama Hacettepe Sosyoloji de okuyorum ben. Ve 3 sene sonra mezun olduğumda diplomamda hüzünlü bir şekilde Sosyolog yazacak. Bu beni bilim adamı yapacakmış. Siz ne derseniz deyin ben bir bilim adamından çok karikatürsel bir çizime benzeyeceğim. Türkiye'nin en iyi liselerinden birini okumuş, iyi bir puanla en iyi üniversitelerden birine girerek sözde devlet üniversitesinde yığınlarca para vererek iyi sayılabilecek bir eğitim almış. Diploamasına da bizzat devlet sosyolog yazmıştır. Ve sonra yine aynı devlet bu adamı işsiz güçsüz bırakmış bankada iş bulduğunda sevinçten havalanmasana sebep olacak detayları da ülkeye saçmıştır.
