7 Eylül 2008 Pazar

Bir varoluş biçimidir....


Hayat beni öyle özledi ki saçma saçma konuşmaya başladı...

Anlaşılmaz olup Televizyon ekranlarına çıktı...Kapattım...

Hayat ölüm olup gözükmek istedi...Cesaretim yok dedim...

Sevda olup pencereme geldi... Duvarlar yokken pencereler gereksiz dedim... Gitti...

Bu akşam belki farklı olur dedi. Sabahı iple çektim...

Hayattan kaçılmaz dedi... Olduğum yerde durdum yakalayamadı.

Gözleri kıpkırmızı karşıma çıkıyor herşey, herşey daha bir anlam kaybediyor ben anlamlanırken. Ne yapacağım, ne için yapacağım sanki boş bir eylem benim için artık. Eski dostlara baktım da çökmüşler değişmişler... Hayat dedi ki tanıyamazsın. Benim eserim...

Anladım ki hayata gülmeyen ondan kaçan ama eninde sonunda ona teslim olanların hali bu oluyor. Dağılıyor yıkılıyor ve hayatın ona biçtikleri rolde yaşıyorlar. Hemde nasıl biliyor musun ? Bahaneler üreterek. Bu böyle ama zaten ben buna uygunum diyerek.... Yazık olmuş anlayacağın..

Şimdi Cd-Rom'u açtığımda karşıma çıkan,

Eski kitaplarımın arkasında saklanan,

Anı olup duvarıma yapışan,

Arkadaş olup yanımda duran,

Ve bütün bir çoşkusuyla beni kucaklayacak olan bu yaşam benim!.

Yaşam, hayattan kaçma biçimidir. Tuna, bu sanatın farkına yeni varmış olan birisi.... Artık biraz daha güçlü... Doğarken de tek başımaydım, bir kere başardım yine başarabilirim. Evet...

Hiç yorum yok: