13 Eylül 2008 Cumartesi

Sizin hastalığınız bu,

"İlgisizlik,
Sizin hastalığınız bu,
körsünüz sağırsınız,
Hepinizin, propogandalarıyla gözlerinizi boyadılar."
"La Finestra di Fronte"

Karanlıklarda hapsolmuş ruhlarınız ve birbirinizi katlederken aydınlanmış karanlığınız varlığınıza mese yapmışsınız duyguları. Bakmadan kara tahtada yazanlara fikir sahibi olmuşsunuz bir anda gelecekten kalacaklara. Geçmiş duygularınızı etkileyememiş hep bir istek hep bir yakarış hep bir "hadi ya" doldurmuş içinizi. Bol ünlemler katmışsınız hayatınıza. Ve noktalama işaretlerine ihanet en çok ınu sevmişsiniz virgülle devam edecek bir yazıya onunla son verirken. Son verişler almışsa da hayatınızı bir ilkokul çocuğunun ki kadar bile sürmemiş yalan özürleriniz. Hayatı günlük yapraklarından ayıramamış. Yakarak yokedilen zamanlara inanmışsınız. Gözler karanlık saçlar karanlık ve karartmışsınız içinizdeki yeşilleri gökyüzünün mavisi gözlerinizide morarırken. Havaya siyah dumanlar saçarken bacalar evlerden.Karmaşada siyah bir düz, metalde çürük bir boyalı parça, hoş ışık oyunları oynayan delinmiş ozon...

Siz yoksunuz belki de... Varlığınıza inanmadığınız yerlerde dolandığınız gibi hayal ettikleriniz de biraz kendini beğenmişlik belki de . Yazara da konuşur eleştirir diye beklerdim bir süre belki de. Ama yazım sonlarını vururken kıyılardaki dalga kıranlara farkettim de böyle bir çabayı bile beklemek çok olur sizden. Eleştiri değil yergi, söz değil küfür, arkadaşlık değil mezar bekçiliği olun ancak yapacaklarınız.

Hayattan her şeyi beklerim kötü haberleri daha çok, tüm kötü haberler adıma postalanmış iadeli taahütlü bir pul var üzerinde beni bulamayınca geri dönüyorlar....

Hiç yorum yok: