1 Eylül 2008 Pazartesi

Hangimiz daha bilim adamı ? Geç arkaya....

Bugün yine her zaman ki gibi yola koyuldum. Tın tın gittim sürücü kursuma.Uzun bir ders kafam zor dayanıyorken, ilk yarıda çıktım tekrar. Yollara pek bakınmıyorum insan yüzlerini izliyorum günün telaşında kulağımda kulaklıklar. 5-10 saniye sonra aklımda canlandı. Bir yüz var duvarlarda, 14-15 yaşlarında OKS Tekirdağ 1.siymiş hazretleri. Kesinlikle düzenli ve planlı çalıştığına eminim zaten, bu gerçek aklıma gelince arka temaya dikkat kesildim. Einstein, Cahit Arf,Newton gibi ünlü bilim adamları var. Yüzüm tuhaflaştı kulağımda çalan Nightwish anlamsızlaştı. Bu ünlü bilim adamlarının dünyaya hizmetini bir Marie-Curie'nin ölümüne bilime gidişlerini, Nikola Tesla'nın bilim için ülke ülke sürgüne uğraması, tepelerinde engizisyonun nefesi varken bilim uğruna çalışmasını bu adamın sahte gülümsemesinin değil yanına, arkasına hapseden zihniyetten hiç hoşlanmadım. Benim, dersane politikalarından reklam şirketi çıkarlarından ya da başarının yüksekliğinden bir çıkarımım ya da çekememezliğim yok. Sonuçta bu adam daha lisede saçma sapan konularının altından sabah akşam ÖSS'ye çalışarak gene bir dereceyle mezun olduğunda ben çoktan bilim adamı olmuş olacağım. Evet bizim ülkemizde bu çok kolay.Bu adamın hayatı burada ne kadar yansıyor bilmiyorum ama Hacettepe Sosyoloji de okuyorum ben. Ve 3 sene sonra mezun olduğumda diplomamda hüzünlü bir şekilde Sosyolog yazacak. Bu beni bilim adamı yapacakmış. Siz ne derseniz deyin ben bir bilim adamından çok karikatürsel bir çizime benzeyeceğim. Türkiye'nin en iyi liselerinden birini okumuş, iyi bir puanla en iyi üniversitelerden birine girerek sözde devlet üniversitesinde yığınlarca para vererek iyi sayılabilecek bir eğitim almış. Diploamasına da bizzat devlet sosyolog yazmıştır. Ve sonra yine aynı devlet bu adamı işsiz güçsüz bırakmış bankada iş bulduğunda sevinçten havalanmasana sebep olacak detayları da ülkeye saçmıştır.

Bir Cahit Arf çıktıysa bizim ülkemizden. Arka planına eminim almamıştır Einstein'ı. Bir bilim adamına bir dünya insanına bu saygısızlığı anlamamı bekleyenler imkansızı istiyorlar. İstedikleri gibi düzeyli bir tartışma yerine de kavgayı tercih ediyorum bu sefer. Zira bıktım sessiz sakin kazanışlarınızdan; bilimi kimseye alçaltmam temeli salak bir sınavdan aldığınız başarıya da tek kuruşluk saygı duymam duyamam. Bir Tesla, bir Einstein çıkardığınız gün bu sözlerimi yiyeceğim. Hatta bir kamyonu bile yutabilirim sanırım. Çünkü Türkiye'de bu başarıya ulaşacak insanları görecek gözlere sahip değilsiniz... Sizin dersaneleriniz anlamsızlaşmaya prim verir, sizin basınınız Hacıtepeden Hacettepeye giden adamı halkının sevdiği ajitasyon kültürü içerisinde ancak dağlarda görüntüler sanki evi yokmuş gibi. Ondan sonra da adam sayar tüm bankalarda edindiği hesap numaralarını ekrandan sıra sıra... Hacıtepeden Hacettepeye, Cumhuriyetten Osmanlıya bir başarı öyküsü bu. Ne kadar alçalacak bakalım gülüşlerinize eklenmiş yobazlığınız.

Hiç yorum yok: