10 Ağustos 2008 Pazar

Saflığa özlemi ruhumun...


Ne kadar erotik çağrışımlar yapsa da size; pürüzü olmayan bir ten güzelliktir bence ister simsiyah ister bembeyaz olsun güzellik tekrar tekrar baktığında ayni olandır. Böyle girdim yazıma iyi de yaptım Freud hakli olduğundan bence, benim yazımda, örneğimde hatta bir topluluğa olan sunumum da böyle olacak.

Güzelin güzelliğini simetride biriciklikte buluyorum kusursuzlara bile çok zaman kusurlar yakıştırıyorum. Son günlerde saf olmayı saf olanları çok özledim bu da hep çocuklarım yüzünden oldu. Bir haftalık kamp hayatında bana temiz duyguyu politikası az hayatin güzelliğini gösterdiler çünkü. Kabul kimi zaman bizden bin kat daha cinler ama bunu o vakit kendileri de kabul ediyorlar. Bizim neslimiz giderek evine kapanır içine kapanır hayata kapanır oldu ki artik konuşmaktan öte yazmak aldı hayatin önemli bir kısmini bir gün kelimeler çıkamaz olursa ağızdan suçluları bugünlerden toplamak lazım. Cinselliği kirli gösterdiler yobazlığı bas tacı ettiler sanatı edebiyatı entel dantel diyerek alaşağı ettiler güzeli ağlatıp çirkinliklerle muhatap olur oldular...

Tüm güzellikleri gömmeyin, önce bana tek başına açık bir yeşil tonu gösterin çimenler gibi, sonra mutlu bir pembe ama sadece pembe, mor olsun her yer birden ama tek bir tonda. Bir güzel gülsün bana yüzü güneşle aydınlık gözleri oyuncak bir bebek gibi açık. Hayat dolu olsun biraz ama o kadar ne azı ne fazlası içinde bir şey olmasın başka candan olmaktan başka. Kirlendi ama dünya çok kirlendi...
Not: Tekno-man dediğiniz adam teknolojiden tiksindi nefret etti sıkıldı...Siz uyuyun.


Nerdeyim : Uçmakdere kamp alanında tozlardan kaçıyorum bucak bucak.

Nasılım : Az önce biri boğulmaktan kurtuldu neşeliyim. Candan gülüşler aradım yoktu üzüldüm.

Ne Yapalım : Gülümseyin ya. Artık atın şu telefonları.. Gece açılsın bilgisayarlar.

Hiç yorum yok: